Delillerle ortaya çıktı! FETÖ hepsini sızdırmış
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in avukatı Adnan Şeker ile 6 sanığın “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “rüşvet vermek”, “gizliliği ihlal” ve “suçluyu kayırma” suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükmün gerekçesini yazdı.
Mahkeme Başkanı Gökan Günaydın ve üye hakimler Tuba Büyükşahin ile Nur Melda Adıgüzel’in imzası bulunan kararda, Şeker’in başında olduğu şebekenin rüşvet karşılığında örgüt üyelerinin soruşturma bilgilerini nasıl sızdırdıkları, tape kayıtları, yazışmalar, itiraf içeren sanık beyanları ile teknik ve fiziki takip sonucu elde edilen deliller ışığında anlatıldı.
Buna göre, Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü yetkilileri, 1 Temmuz 2016 ile 15 Ocak 2019 arasında, Malatya Doğanşehir Adliyesinde terör suçları kapsamındaki soruşturma ve yakalamalara ilişkin sorgulamaların orantısız şekilde arttığını fark etti.
Yetkililer, yakalama bürosu yetkisiyle 8 bin 918, ilamat ve infaz bürosu yetkisiyle 5 bin 781 olmak üzere 14 bin 699 sorgulama yapıldığını saptadı.
Bu işlemin 9 bin 830 farklı kimlik numarasıyla gerçekleştirildiğini belirleyen yetkililer, adına sorgulama yapılanlardan 28’inin PKK, 2’sinin DHKP-C, 4’ünün MKP, kalanların ise FETÖ bağlantılı kişiler olduğunu ortaya çıkardı.
Usulsüz sorgulamalara ilişkin hazırlanan rapor, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Başsavcılığın yetkisizlik kararı alması nedeniyle soruşturma, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlandı.
Soruşturma sonucunda Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden usulsüz blok sorgulamaların yapıldığı bilgisayarın, Doğanşehir Adliyesi katiplerinden sanık Nazif Gürkan Şen’e ait olduğu tespit edildi.
Bunun üzerine hakkında teknik ve fiziki takip kararı çıkarılan Şen’in, birlikte görev yaptığı savcıların e-imzalarıyla usulsüz sorgulama yaptığı anlar, büroya yerleştirilen kameralarca kaydedildi.
Rüşvet karşılığında Şen’e usulsüz sorgulama yaptıranların, elebaşı Gülen’in avukatı Adnan Şeker, kardeşleri Yaşar ve Musa Şeker ile avukatlar Hilal Kamacı ve Betül Fırat oldukları belirlendi.
– ŞEKER’E 300 AVRO, ŞEN’E 50 LİRA
Dosyadaki beyanlara göre, sanık Şen, nişanlısı avukat Hilal Kamacı aracılığıyla Adnan Şeker ile tanıştı.
İkilinin yaptığı anlaşma gereği Şen, hakkında yakalama kararı olan FETÖ’cülerin sorgulama ekran görüntülerini 50 lira karşılığında Adnan Şeker’e WhatsApp üzerinden göndermeye başladı.
Şen’in 10 bin 815 lira olan bakiyesi, sorgulamalardan sonra 548 bin 665 liraya çıktı.
Şeker kardeşler de kurdukları rüşvet ağıyla hakkında yakalama kararı olup olmadığını öğrenmek için kendilerine başvuran FETÖ’cülerden 400 lira aldı. Yurt dışındaki örgüt üyelerinden ise sorgulama ücreti olarak 300 avroya kadar para alındığı belirlendi.
Adnan Şeker, Şen ile irtibatının deşifre olmaması için “patates hat” olarak tabir edilen başkasının adına kayıtlı hatlar üzerinden iletişim sağladı.
Şeker’in, kimlik numaralarının bulunduğu listeyi WhatsApp üzerinden Şen’e gönderdiği, Şen’in de kimlerin yakalama kararı olduğunu ya da hakkında soruşturma açıldığını UYAP ekran görüntüsüyle bildirdiği tespit edildi.
Bu şekilde hakkında yakalama kararı olduğunu öğrenen örgüt mensuplarının, yasa dışı yollarla yurt dışına kaçtıkları ortaya çıktı.
Firarilerin, yakalama kararını gösteren resimle kaçtıkları ülkelere iltica başvurusu yaptıkları da kararın gerekçesine yansıdı.
– RÜŞVETİN BELGESİ YAZIŞMALAR
Gerekçeli kararda yer verilen sanıkların telefon mesajlarına göre, Adnan Şeker FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra sorgulama işini kardeşi Yaşar Şeker sürdürdü.
Yaşar Şeker,”Ömer” kod adını kullandığı WhatsApp hesabından, 15 Ekim-29 Kasım 2018 tarihlerinde Şen’e 212 kişinin sorgusunu yaptırdı.
Aynı tarihlerde Adalet Bakanlığının yoğun sorgulama gerçekleştirilen bilgisayarın kime ait olduğunu sorması üzerine paniğe kapılan Şen, yaptığı usulsüzlüğün ortaya çıkması halinde telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşacağını Yaşar Şeker’e yazdı.
Şeker ile Şen arasında 29 Kasım 2018’de geçen yazışmalar şöyle:
Şen: “Abi sorguları bir süre durduralım, Bakanlıktan bilgisayar sordurdular. Sıkıntı olabilir. Bilgisayar adı sordular ‘kim kullanıyor’ filan diye, mesajları sileceğim. Sen rakamları alırsın, hattı kapatmam lazım telefondan, sen rakamları kaydet haberleşiriz.”
Şeker: “Hadi ya, tamam. Bana, sana ulaşabileceğim bir numara versen.”
Şeker: “Gün içinde konuştuğumuz şeyleri arkadaşlara sordum. Arkadaşlar, ‘Sorun çıkaracak ya da şikayet tarzı edecek arkadaş yok’ diyorlar. ‘Kaç aydır bu işi yapıyoruz’ dediler. Zaten sorgusu yapılan arkadaşlar yurt dışındalar çoğu. Böyle bir şey yapmazlar çünkü bu görüntüler çok yardımcı oluyor, öyle bir şeye kalkışmazlar.”
Şen: “Anladım, acaba yurt dışındaki şahıslar sorgulandı filan diye mi dikkat çekti? Çok garip ya o zaman geriye tek bir ihtimal kalıyor, çok sorgudan bir tespit oldu. Ya düşünüyorum çıkamıyorum ki içinden, Bakanlıktan aramayı gerektirecek hiçbir durum bulamıyorum.”
Şeker: “İlk günden beri haberci üzerinden yapıldığı için diye düşünüyorum. Net kullanımı ve haberci sağlıklı değil. Bilgi akışı bir tek o savcının ekranından mı yapılıyor o adliyede?”
Şen: “Evet, o yüzden eminim bunun için aradıklarından ama neden bir şey yapmadılar ya da yapacaklar mı?”
Şeker: “Savcı bey durumla ilgili ne düşünüyor ya da haberi var mı?”
Şen: “Ya o bana çok güvendiği için durumdan haberi var Bakanlıktan arandığından, bilgisayarım sorulduğundan ama bana herhangi bir toz kondurmadığı için önemsiz bir şey gibi görüyor, sıkıntı yapmadı. Hatta bana ‘kafana takıyorsan arayıp sorayım’ filan dedi.”
Şeker: “Sorgu yapıldığını biliyor mu?”
Şen: “Yok canım bilmiyor. İşte öğrenirse kötü. Ki eğer bildirirlerse öğrenecek. Sorgu yapılan ekran onun, yapılan bilgisayar da benim. Benim bilgisayar soruldu, durum kritik acaba ne zaman dönüş yapacaklar? Olay olurum Türkiye’de.”
– “DAHA FAZLASINI KAZANMAK DİLEĞİYLE”
Bakanlığın girişimi üzerine Şen’in sorgulamalara ara verdikten 2 hafta sonra Şeker’e “Tamam sen etrafa duyur, pazartesiye kadar bir sayı al, pazartesi bakalım kaçla başlıyoruz.” mesajı yazarak usulsüz işlem yapmaya devam edeceğini bildirdi.
Şeker de telefon hattının değişmesini isteyen Şen’e yeni hat ve bir miktar para gönderdiğini yazdı:
Şeker: “Sana emanetlerle beraber hat gönderdim, alabildin mi onu?”
Şen: “Geldi hat çok teşekkür ederim, bugün ona geçiş yapar, ararım seni. Emanetleri de aldım çok sağ ol.”
Şeker: “Tamam ben de bugün numaramı değiştireceğim, ikimiz aynı anda yapalım. Güzel günlerde kullan inşallah, bereketli olsun. Daha fazlasını kazanmak dileğiyle.”
Diğer bir yazışmada, Şen’in rüşvet paralarını nişanlısı avukat Hilal Kamacı üzerinden aldığı bilgisi yer aldı:
Şeker: “Abi hesap şöyle 97*50 = 4850 TL. Hazır kardeşim, Hilal hanım ofiste değilmiş de yarın ileteceğim. Emanetin hazır. Güle güle kullan inşallah.”
Şen: “Sağol abi, sen de güle güle kullan, azalttı şu iş, bizim karı ama ilgin için teşekkürler.”
Ayrıca Şeker kardeşler aracılığıyla usulsüz sorgu yapanların arasında, FETÖ davalarına bakan avukatların da bulunduğu yazışmalara yansıdı.
Avukat M.A’nın müvekkilleri için yaptırdığı her sorgu için Şeker’e 200 lira verdiği mesajlarda yer aldı.
İkili arasında 30 Kasım 2018’de geçen yazışmada, M.A’nın, “Bu dönem benim 37 tane sorgum var. 37×200: 7400. Ayrıca Adnan abi, 3 tane yazıyı doğrudan bana göndermişti. Belgeli yazılardı ve gruptakilere durumu anlatmaktansa bana gönderdi, ‘parasını da sen al’ demişti. Bu 3 yazıdan dolayı 600 alacağım var. Siz de bu 3 yazıyı ilgili kişilerin listesine yazın ve tahsil edin. Son hali ile size borcum 7400-600: 6800. Yazıların hesabını da yaptıktan sonra kalanı size ödeyeyim inşallah. Yazı listesi de şöyle (…) Toplam: 76 adet yazı.” mesajı atarak yaptırdığı sorgulamalara ilişkin hesap tablosu çıkardığı görüldü.
– HÜKÜM
Kararda, yargılama sonucunda sanıkların FETÖ’nün hiyerarşik yapısında yer aldığı, örgütün talimatları doğrultusunda hareket ettiği, bu nedenle “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçunu işlediklerinin sabit olduğu vurgulandı.
Ayrıca dijital belgeler, itiraf içeren beyanlar, WhatsApp yazışmaları, bilirkişi raporu, tanık ifadeleri ile ilgili kurumların tespitleri doğrultusunda sanıkların “rüşvet”, “suçluyu kayırma” ve “gizliliği ihlal” suçlarını da işledikleri belirtildi.
Bu kapsamda Adnan Şeker, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 10 yıl, “zincirleme şekilde rüşvet vermekten” 17 yıl 6 ay, “gizliliği ihlalden” 2 yıl 6 ay ve “suçluyu kayırmadan” ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Aynı suçlardan Nazif Gürkan Şen 32 yıl 1 ay, Hilal Kamacı 34 yıl 4 ay 15 gün, Yaşar Şeker 29 yıl 4 ay 15 gün, Musa Şeker 28 yıl 9 ay hapse mahkum edildi.
Başka bir mahkemede FETÖ’den yargılaması süren avukat Betül Fırat da “gizliliği ihlalden” 2 yıl 6 ay, “suçluyu kayırmadan” 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.